Dün meşhur Sevgililer Günü'ydü. Kimi kutlar kimi kutlamaz ancak medyanın ve çevrenin de etkisiyle kutlamayacak olan kişiler bile kendilerini zorunda hissedebilir. Hatta bu nedenle beklentiye girip partnerinden buna dair bir dönüt alamayınca umutsuzluğa kapılanlar, karşısındaki kişinin artık eskisi kadar sevmediğini düşünenler ve en nihayetinde ilişkisinde tartışmalar çıkaranlar olmuş olabilir. Oysa, New York Üniversitesi öğretim üyesi David Braucher'a göre ilişkilerde partnerlerin sevgiyi gösterme biçimi farklı olabilir! (Yazının linki için
buraya tıklayın.) Daha açık konuşmak gerekirse, çoğumuz gerek filmlerden gerek yetiştiğimiz kültürden romantik sevgiyi göstermeyi hediye alma, çiçek alma, bir akşam yemeğine çıkarma ya da bol bol "seni seviyorum" deme olarak öğrendik. Ancak; partnerlerin karakterleri farklı olabilir. Braucher bu noktada önemli olanın ilişkide samimiyet ve teslimiyet olduğunu ileri sürüyor. Yani siz eğer eşinizin veya sevgilinizin sizi gerçekten sevdiğine içten inandığınızda ve bir o kadar da sevdiğinizde popüler sevgi gösterme biçimlerini onda göremediğinizde "Acaba beni seviyor mu?" diye düşünmüyorsunuz. Çünkü herkes aynı şekilde sevgisini göstermez. Bunu biliyor olmak ve sırf bu nedenle ilişkide sorun çıkarmamak gerekir.
Sözün özü, eğer karşınızdaki kişinin sevgi gösterme biçimi "normal"den farklıysa bu sizi sevmiyor anlamına gelmez. Burada sizin ilişkide vermeniz gereken sınav aslında ilişkinize olan bağlılığınız ve samimiyetinizdir. Bu yüzden şayet dün bazı şeyler istediğiniz ve hayal ettiğiniz gibi olmadıysa ilişkinizin geneline ve partnerinizin sizi sevdiğini başka zamanlarda nasıl gösterdiğine bakmalısınız. Ne medyaya ne de başkasının ne dediğine bakarak ilişkinizde problem çıkarmayın. Ve bu güzel günleri kendinize zehir etmeyin.
Her zaman çok sevin ve çok sevilin çünkü dünyayı sevgi kurtaracak!
Not: Bugüne özel şarkıyı
buradan dinleyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder